22 Ocak 2013 Salı

Sevgili Başbakanım


    Söze öncelikle kendimi tanıtmayla başlamak istiyorum. 21 yaşında Trabzonlu Trabzonsporlu bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Hayatım bouynca doğru bildiğim şeyleri dile getirdim, yanlışım varsa düzelttim,doğrularımı ise hep savundum savunmayada Allah’ın izniyle devam edeceğim.Sayın başbakanım bu dizeleri yazmamın sebebi son dönemlerde sosyal medyada şike davası ardından  sizin kişisel yorumlarınızın ve siyasi tavırlarınız üzerine aldığınız eleştiriler üzerinedir. 10 senelik siyasi iktidarınızda bir çok konuda sizi savunmuş, desteklemiş, gerektiği yerde hararetli tartışmalara girmiş birisi olarak şike davasında olan tutumunuz ve sözleriniz, sadece Trabzonsporlu olduğum için değil her alanda adaletin sağlanmasını ve gereğinin yapılmasını istediğim için beni derinden yaralamıştır. Türkiye Cumhuriyeti polisinin, savcısının özenle yaptığı bir soruşturmada ortaya çıkan belgelere ve delillere göre cezala alan topluma mâl olmuş kişiler maalesef toplumda söz sahibi olduğundan yaptıkları açıklamalarla bir çok siyasi için tehdit haline gelmiştir. Bu süreçte karşı karşıya gelen iki büyük camianın yaptırım gücü kıyaslandığında ağır basan Aziz Yıldırım ve tayfası arkasına aldığı paralı askerlele yaptığı/yaptırdığı açıklamalarla gündemi değiştirmeyi amaçlamış satır aralarından siyasilere “Sandıkta görüşürüz” mesajları vermiştir. Bunun üzerine her ne hikmetse siyasi partilerimiz sıradan bir yasayı kavgasız gürültüsüz meclisten geçiremezken, sporda şiddet yasasını el ele kol kola hatta BDP’lilerin eline siyasi malzeme vererek değiştirmiştir. Çok şükür kör, sağır değiliz ve bazı şeyleri çok iyi anlayabiliyoruz. Türk spor tarihinde eşi görülmemiş şekilde küme düşürülen Ankaraspor gerçeği görmezden gelinirken, 3 temmuz günü ayyuka çıkan Fenerbahçe ve beraberinde daha bir çok takımın şike skandalı sonrası siyasilerimiz anormal bir telaşın içine girmişlerdir. Sizi nasıl savunduğumu, nasıl yanınızda olduğumu çevremdekilerin eleştirilerine rağmen bilmeyen yoktur. Şike skandalı için yapmış olduğunuz açıklamalar ve gayretler önce Trabzonsporluluğumla sonrada içimde yaşattığım Ak Parti sevgisiyle ters düşmüş, sizi eleştirip yerden yere vuranlara karşı beni zayıf kılmıştır.
   

     Nasıl savunabilirim sizi bu konuda inanın bilmiyorum. Nasıl destek verebilirim şike skandalındaki tutumunuza ve sözlerinize ? Nasıl olurda Türkiye Cumhuriyeti yargısının 6 yıl 3 ay hapse mahkum ettiği bir başkan için kişiler ve kulupler ayrılsın diyebilirim ? 6 yıl 3 ay hapis cezası almış bir başkan işlediği suçları sadece kendi çıkarı için işlemiş olamaz değil mi sayın başbakanım ? 105 yıllık çınar olan sizinde taraftarı olduğunuz bir takımı sadece Türk değil dünya kamuoyunda rezil duruma düşüren bir başkan ve beraberindekiler için sayfa sayfa yayınlanan tapeler,görüntüler ve kesinleşmiş hükümler hafızalarımıza kazınmışken Adalet ve Kalkınma Partimiz bu adaletsiz duruma karşı verdiği tepkiyi nasıl göğsümü gere gere anlatayım ? Ne diyeyim karışımda dikilip al işte savunduğun başbakanın şikecilere arka çıktı diyenlere ? İçimizdekileri geçtim peki ya dünya basınında yer alan haberler . Türkiye’nin alay konusu olmasına, olurda bir gün yabancı birisi bana sizin başbakan şike konusunda ne yaptı diye sorarsa ne diyeyim ?  “Turkish prime minister defends soccer match-fixing decision”  diye hakkınızda dünya basınında manşetler atıldı haberiniz var mı sayın başbakanım ?  Ya diğer haberler .. Der Tagespiegel: “Türkler harika işler yapıyorlar. Türk futbol tarihinin en büyük spor skandalını büyük bir incelikle çözdü (!)” Corriere Dello Sport: “Türkler kanunları kendilerine göre düzenlediler. UEFA’nın vereceği karar merak konusu” BBC: Futbol Federasyonu uzun bir soruşturma sürecinin ardından kulüpleri akladı. Daily Mail: Türkiye’deki şike skandalında iki futbolcu cezalandırıldı. Fakat Fenerbahçe Kulübü aklandı. Reuters: Türkiye Futbol Disiplin Kurulu, şike soruşturmasında kulüpleri cezasız bıraktı. İki oyuncu belirli sürelerle men edildi. The Guardian: Türkiye’nin şike skandalında yönetici ve futbolculardan 10 kişi aklandı. Şimdi UEFA bu kararı inceleyecek. Bunlara ne demeliyiz ? Neresinden tutsak elimizde kalan TFF ve kurullarının kararları karşısında ülkemizin 10 yıllık başbakanı olarak Gerçek kişilerin işlediği suçlar sebebiyle eğer tüzel kişilik ceza almaya kalkarsa, burada sadece bir tüzel kişi, kurum cezalandırılmıyor. Yeri geliyor milyonlarca, o tüzel kişiliğin sempatizanı olan insanlar belki bir şehir, birkaç şehir burada cezalandırılmış oluyor dediniz. Peki ya işlenen bu suçlar yüzünden ihya olan camiaya dokunulmayacaksa, karşı tarafta yer alan hem Türkiye’de hem yurt dışında milyonlarca sempatizanı olan kişilerin çalınan hakları,sevinçleri,övünçleri,gururları,emekleri,alın terleri ne olacak sevgili başbakanım ? Çok değil 2004 yerel seçimlerinde kazanamadığınız Trabzon için rahmetli (Allah nur içinde yatırsın mekanı cennet olsun) Tenzile annemizle yaptığınız o konuşmayı hatırayın başbakanım, o üzüntüyü ... 30 Nisan 2005’de oynanan ve yine Trabzonspor’un hakkını çalanlara karşı yaptığınız konuşma ve bu konuşmanın ardından gelen ceza indirimini de hatırlayın sevgili başbakanım. Kaderin cilvesimidir bilinmez ama yine aynı şer odakları  Trabzonspor’umun üzerinde kirli oyunlar oynadı ve milyonların hakkını gasp etti. Yıllar sonra torununuz Ahmet Akif büyüdüğünde size 2010-2011 sezonunu soracak olursa içiniz cız etmeyecek mi ? Peki ya bu uğurda can verenlerimiz ne olacak sayın başbakanım ? Ahirete iman edenler olarak öbür dünyada nasıl hesaplaşacağız hakkımızı gasp edenlerle ? Dudaklarınızın arasından dökülen kelimelerle bir kesim camia ceza alması gerekirken ceza almıyorsa, suçu günahı olmayan bizlerin günahı nedir başkakanım ? Saf ve temiz olmamız mı ? Futbolun sadece masa başında oynanmadığını öğrendim diyen bir kulup başkanının yıllar sonra şike davasından hapse mahkum edilmesi bir tesadüf olamaz öyle değil mi ? Hepimiz farkındayız Türk futbolundaki kirli ilişkilerin peki benim temiz diye savunduğum başbakanım bu ilişkilerin neresinde kalıyor, bir açıklamalarınıa bakıyorum birde yapılanlara inanın akıl tutulması yaşıyorum. Neden sık sık Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen ile kahvaltı  yaptınız diye düşünmekten kendimi alamadım başbakanım kızmayın ama şike sürecinde söyledikleriyle yaptıkları değişken olan Rıdvan Dilmen ile bu kahvaltıların gündemi neydi biz Trabzonsporlular büyük bir merak ve kaygı içindeyiz.


    Kendi ellerimle  oy verdiğim iktidarınızda sportif anlamda bir çok başarılması zor işlere imza atıldı. Mesela şikeyi biz bulmadık fakat dahada ileriye gittik "sahaya yansımayan" türden şikeyi icat ettik. Futbol sahaları değil tarlalar ektik futbolda inşaat işçileri kullandık. Şike suçundan bir futbolcuya yargı organı ceza verdi fakat kimle şike yaptığını hala bulamadık (!) Kulüp yöneticileri şikeden ceza aldı ama çok şükür hakem raporları ak pak çıktı. Marka değeri diye hava attık süper finali uydurup takımlara musallat ettik ve aynı sezonda bir takımı iki kere şampiyon ettik. Muhterem Mehmet Ali Aydınlar 2010-2011 sezonu için asıp kesiyor süper kupa için tarih veriyordu fakat o yıla ait süper kupayı dile getirmek sanıyorum yasalarca yasak kılındı kimseden ses seda çıkmıyor. İşin garibi kendilerini her alanda ezilmiş olarak gören temiz olduklarından yana şüpheleri olmayan sözde tescilli şampiyon takım bile hakkı olan kupayı sormaz oldu. Taraftarı olduğunuz takımın yöneticileri bir hava gazıyla adeta "Namus belasına yatarız zindan bizim" diyerek Cas'a gidip davacı oldular çok geçmeden bilmediğimiz ülke menfaatlerine bu namus davasından geri döndüler. Çok acı bir olayı daha yaşadık bu süreçte. Kendi takımını borç batağına sürükleyip, UEFA'yı kandıran ve yönetim kurulunca ibra edilmeyen bir başkana Türk Futbolunu emanet ettiniz. Bizleri derinden yaraladınız. Söylenecek o kadar söz var ki keşke Rıdvan'a Alex'e Aykut'a Sow'a ayırdığınız vaktin yarısını Trabzonspor camiasından birisine de ayırsaydınız...



    Sevgili başbakanım bizler diğerleri gibi haksızlığa uğradığımızda yakıp yıkmadık. Hep dik oynadık. Futbol teröristliği yapmadık. Kamu malına zarar vermedik. Devletin polisini taşlamadık sopalamadık. Hatalarımız olmadı mı ? Elbette oldu. Fakat akkımızı arayabileceğimiz en makul yollardan aradık ve aramaya devam edeceğiz. Hak yerini bulsun gerekirse kıyamet kopsun sloganıyla çıktık bu yola. Çok şükür haklılığımız her alanda ortaya çıkıyor ve gün geçtikçe biz Trabzonspor sevdalılarına acı çektirenlerin acı çekeceği günler yaklaşıyor. Bu satırları sizin babacanlığınıza olan sonsuz güvenime dayanarak kaleme alıyorum. Sözlerimi bitirmeden imanın esaslarına olan bağlılığınıza dayanarak Kuran’ı Kerim’den bir ayet hatırlatmak istiyorum “Hiç şüphesiz Allah size emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür.”(Nisa 58). Allah’ın selamı üzerinize olsun sayın başbakanım anlayışınız için teşekkür ederim.


                                                                                                         Hasan ZAİMOĞLU




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder